Selçuk Kalesi
Efes'in ilk yerleşim alanının üstünde konumlanmış olan Selçuk Kalesi, İzmir'in Selçuk ilçesinde bulunmaktadır ve yoğun bir ziyaretçisi vardır.
Burada görülen sur duvarları Bizans, Osmanlı ve Aydınoğulları dönemlerine aittir. Duvarların yapımında ise tuğla, taş ve harç kullanılmış ve bunun yanı sıra 15 kule ile desteklenmiştir. Sur duvarlarının iç kısmında çıkışı sağlamak amaçlı merdivenler bulunur.
Selçuk Kalesi'nin içinde çeşitli büyüklükte sarnıçlar, taş döşemeli dar sokakları ve bir cami vardır. En yüksek tepesinde ise bir kilise kalıntısı sizi karşılayacak. İzmir'in bu görkemli kalesini görenler her fırsatta tekrar gelip ziyaret ediyor. Siz de Selçuk Kalesi'ni ziyaret ederek hem güzel bir gün yaşamanın keyfini çıkarın hem her anınızı fotoğraflayın hem de doyulmaz manzarasını seyre dalın. Belevi Mozolesi'ni, Ödemiş Müzesi'ni, İnkaya Mağarası'nı ve İzmir Doğal Yaşam Parkı'nı ziyaret etmeyi de sakın unutmayın.
İzmir Saat Kulesi, 1901’de Sultan Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yıldönümü için Sadrazam Küçük Sait Paşa tarafından yaptırılıyor. Birçok tarihi olaya tanıklık eden bu zarif yapı, adeta bir inci gibi Konak Meydanı‘nı süsleyerek İzmir’in sembolü haline geliyor. İzmirlilerin en önemli buluşma noktalarından biri haline gelen Konak Saat Kulesi, kente gelenlerin de önünde mutlaka fotoğraf çektirmek isteyecekleri sembollerden.
Asansör, Mithatpaşa Caddesi ile Halil Rıfat Paşa semti arasındaki yükselti farkından dolayı, ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla 1907’de Musevi iş adamı Nesim Levi tarafından yapılıyor. Şimdilerde terasındaki kafe ve restoranıyla, enfes körfez manzarasını görmek isteyen ziyaretçilerin vazgeçilmezleri arasında gösteriliyor. Ayrıca Asansör’ün Mithatpaşa girişinde yer alan Dario Moreno Sokağı eski İzmir evleri ile dikkat çekiyor.
Agora, İzmir’in Namazgah semtinde bulunan ve görünümüyle Roma dönemine ait olduğu düşünülen antik yerlerden biri. İzmir Agorası’nın ticari olmaktan çok devlet agorası olarak kullanıldığı bilinenler arasında. Osmanlı döneminde mezarlık ve namazgah olarak kullanılan mekanda yapılan kazı çalışmaları sonucu, buranın bilinen en büyük Agora olduğu ortaya çıkıyor.
Pasaport İskelesi, yapımına 1867’de başlanan ve ancak 1884’te tamamlanabilen iskele ve gümrük binasını bir arada barındırıyor. Yapımının bu kadar uzun sürmesinin nedenleri arasında 1922 İzmir Yangını’nda zarar gören yolcu salonunun yeniden inşa edilmesi de bulunuyor. İzmir’deki en güzel gün batımının izlenebileceği noktalardan biri olan Pasaport İskelesi, günümüzde Körfez vapurlarının yanaştığı, önemli bir yolcu potansiyeline sahip iskeleler arasında bulunuyor.
Cumhuriyet Meydanı
Pasaport Vapur İskelesi’nin yanı başında bulunan Cumhuriyet Meydanı, İzmir’in tüm resmi kutlama ve organizasyonlarının yapıldığı tek ve en eski meydan. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” komutunu simgeleyen ve 1933’te İtalyan heykeltıraş Pietro Canunica tarafından yapılan anıt, bugün kentin de en önemli simgeleri arasında yer alıyor.
İzmir Atatürk Müzesi, 1875-1880 yılları arasında konut olarak yapılsa da 1927’de belediye tarafından Mustafa Kemal Atatürk’e armağan ediliyor. Bina, Atatürk’ün İzmir’e geldiğinde kaldığı ve çalışmalarını sürdürdüğü evi haline geliyor. Alsancak 1. Kordon’da bulunan ve 1941’de müzeye dönüştürülen mekan, bembeyaz dış cephesiyle görenleri kendine hayran bırakıyor.
Kültür ve Turizm Müdürlüğü binası, 1891’den beri birçok farklı amaçlar için kullanılan yerlerden biri. 1919’a kadar İzmir Ticaret Borsası’nın etkinlik gösterdiği mekan, işgalden sonra 1921’de Yunan Milli Bankası kullanımına ayrılıyor. 1922’den sonra İzmir Merkez Postanesi ve Paket Postanesi’ne dönüştürülen yapı, günümüzde İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılıyor. Bina Pasaport ile Konak Pier arasında yer alıyor.
İzmir Arkeoloji Müzesi, İzmir çevresindeki ören yerlerinde yapılan kazılardan elde edilen birçok arkeolojik kalıntının sergilendiği en önemli yerlerden biri. Üç katlı müzenin orta (giriş) katında bulunan muhteşem mermer eserlere ziyaretçileri büyülüyor. Ayrıca Hazine Salonu’nda Arkaik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait altın, gümüş ve birbirinden güzel değerli taşlardan yapılan süs eşyaları, cam eşyalar ve sikkeler meraklılarını bekliyor. Müze, Konak Bahri Baba Parkı ile Varyant’ın girişinde yer alıyor.
Etnografya Müzesi, Arkeoloji Müzesi’ne bitişik bir bina olarak 19. yy’da neoklasik tarzda inşa ediliyor. 1831’de hastane olarak kullanılan bina, 1845’te Fransızlar tarafından fakir Hristiyan aileler için bir bakımevine dönüştürülüyor. 1988’de müze olarak kullanılmaya başlanan bu yerde, birçok etnografik eserlerin yanı sıra, yok olmaya yüz tutmuş mesleki sanatlar da tanıtılıyor. Konak Tüneli‘nin girişinde Varyant‘ın yanı başında bulunan müze, mimarisi ile de dikkat çekiyor.

Kemeraltı Çarşısı, yüzyıllardır İzmir’in en canlı alışveriş mekanı olarak biliniyor. Her köşesinin buram buram tarih koktuğu çarşı, oldukça geniş bir alanı kaplıyor. İlk yapıldığı zamanlarda kısmen tonozlu, kiremit örtülü yan sokakları ve arastalarıyla adeta bir kapalı çarşı görümünde olan çarşı, adını da bu özelliğinden alıyor. Konak’ta bulunan, yaklaşık 15,000 küçüklü büyüklü dükkanlarıyla Kemeraltı, geleneksel Türk sanatlarından, modern eşyalara, halı ve kilimden, deri ürünlere her türlü farklı ihtiyacın sağlandığı, ziyaretçilerine en geniş yelpazeyi sunan İzmir’in yegane çarşısı.
Kemeraltı Camii, Yusuf Çavuşzade Ahmet Ağa tarafından 1671’de yaptırılıyor. İzmir’deki eserlerin en önemlilerinden biri olan camii günümüzde dükkanlar ve yapılar arasında sıkışmış durumda. İbadet mekanı tek kubbeli ve kübik olan caminin alçı süslemeleri dikkatleri üzerinde topluyor. Buranın etrafında ayrıca medrese, kütüphane ve sebil de bulunuyor.